T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / PENDİK - Zübeyde Hanım İlkokulu

Rehberlik

         

ÇOCUĞUN EĞİTİMİNDE ANNEANNE-BABAANNE  VE  DEDELERİN ETKİLERİ

     Her büyükanne ve dede için en güzel duygulardan biri,  kendi çocuklarını yetiştirdikten sonra çocuklarının çocuğunu da yetiştirecekleri onlarla ilgilenip gelişimlerini takip edeceklerinin verdiği heyecandır. Kimi zaman çocuk, anne-babasından göremediği ilgi ve sevgiyi onlardan görebilmekte; bu da onların psikolojik yönden gelişimlerini olumlu etkilemektedir.

     Büyükanneler  ve  dedeler, torunlarını çok sevdiklerini hep gösterirler. Evi hep neşe yuvasına çevirmeye, evlatlarını sürekli mutlu etmeye çalışırlar. Bunun için de torunlarıyla oyunlar, şakalar yaparlar; bu yüzden de çoğu zaman bazı tavizler verirler. Büyükanne ve büyükbabalarıyla vakit geçirirken, çocukların yaptıkları yanlış davranışlar hoşgörüyle karşılanır, zaman zaman çocuğunuzun çok istediği şeyleri veya çoğunlukla da anne-babanın kısıtlama getirdiği şeyleri alarak onları mutlu etmeye çalışırlar. Bu nedenle çocuklar, genellikle büyükanne ve büyükbabalarıyla vakit geçirmekten keyif alırlar. Çocuklar büyükanne ve büyükbabalarının aşırı hoşgörüsünden olabildiğince faydalanmakta,  hatta aynı tutum ve davranışı anne  babalarının da göstermesini beklemektedirler.

     Annelerin çalışma gereksinimleri ve tercihleri, çocuğun bakım sorununu ortaya çıkartmaktadır. Çocuğun bakılması sürecinde büyük anne ve büyükbabalar da etkin olarak yer alırlar. Büyükanne ve büyükbabalar genellikle kendi çocuklarına uyguladıkları kararlı disiplin anlayışından uzaklaşarak, torunlarını sınırlama koymadan, tüm isteklerini karşılayarak büyütmeyi tercih etmektedirler. Büyük ebeveynler torunlarını “emanet çocuk” olarak algıladıklarını ifade ederek, onları aşırı hoşgörü göstererek büyüttüklerini belirtmektedirler.

     Dede, anneanne, babaannenin çocukla yakın teması sıklaştıkça ana-babadan beklediğimiz eğitim de denge ve tutarlılık ilkesi bozulmaktadır. Bu durumda anne ve baba, büyükleri kırmamak için özen gösterirken; dede ve büyükanne de ‘Hayır’ların tümüne ‘Evet’ diyerek aşırı bir hoşgörülü yaklaşım içinde görünürler. Bu durumda anne ve babasından olumsuz yanıt alan çocuk, soluğu büyüklerde alır ve istediğinde bu yola kolayca başvurur.

 

ANNE – BABA- DEDE VE BÜYÜKANNELERİN YARATMAYA ÇALIŞTIĞI OTORİTE KARMAŞASI ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER?

 

     Çocuğun iyiyi, kötüyü, doğruyu yanlışı anlayabilmesi için yolunun çizilmesine ihtiyacı vardır. Yol çizilirken de tutarlılığa ihtiyaç vardır. Aynı anda birkaç kişinin yol çizmesi, başka bir deyişle büyükanne ve büyükbabanın başka doğruları, anne-babanın da başka doğruları göstermesinin tek sonucu  çocuğun doğrusuz yetişmesi olacaktır.

     Çocuğun yanlış davranışlarını düzeltmeye çalışan anne babaya “ben torunuma laf söyletmem” ya da toruna “ sen onları boş ver” diyen dede, anneanne ya da babaannenin bir süre sonra o torunun elinde oyuncak olmasıdır. Torunlarına bakmak durumunda olan birinci kuşağa verilebilecek en anlamlı mesaj şu olabilir: Siz çocuklarınızı yetiştirerek anne babalık görevlerinizi yaptınız, hem de çok iyi yaptınız. Torunlarınızın anne babası olmaya çalışmayın. Onlara bakmak zorunda kaldığınızda da, onların tanıması gereken tek otoritenin kendi anneleri ve babaları olduğunu unutmayın. Başka bir deyişle, büyükanneler ve büyükbabalar;  çocuklarınızın anne babalığını tanımalısınız.

     Anne-babanın çocukları için koymaya çalıştıkları kuralları eleştirerek karşı çıkan büyük ebeveynler,küçüklerin gözünde ana-babanın otoritesinin zayıflamasına neden olabilmektedirler.

BÜYÜKANNE- DEDE,  ANNE-BABA  VE  TORUN  ARASINDA  SAĞLIKLI  İLETİŞİM  KURMANIN  YOLLARI NELERDİR?

  • Doğumdan sonra bebeğin büyük anne ve büyük babanın yaşama alanı yerine kendi evinde bakılması, her gece anne ve babasını görmesi önemlidir.

 

  • Yapılmaması gereken davranışlar herkes tarafından kararlı bir şekilde ifade edilmelidir. Örneğin, etrafındakileri ısırmak isteyen çocuğa tüm aile bireylerinin “Hayır !” diyerek tepki vermeleri önemlidir.

 

  • Aile içinde uyulması gereken kuralları yazılı olarak belirtmek, farklı uygulamaların ortaya çıkmasını engellemektedir.

 

  •  Büyükler sürekli olarak oyuncak, şeker vb.  ile  çocuğu ödüllendirmek  yerine , “Seninle  gurur  duyuyorum” gibi sözcüklerle  çocuğu   yüreklendirmeli,  onunla  hoşlandığı     bir    etkinliği   paylaşabilmelidir.  Örneğin,  beraber  resim   yapmak gibi.

 

  • Kuşaklar arasında çocuk eğitimi konusunda farklı görüşler olabilir. Ancak bu fikirler çocuğun önünde dile getirilmemelidir.
  • Büyükanneler ve dedeler, çocuk eğitiminde yalnızca destekleyici rol oynamalıdırlar; asla anne-baba görevini üstlenmemelidirler.
  • Anne ve baba, çocuğun eğitimiyle yetiştirilmesinde birinci derecede yetkili ve sorumlu olmalıdırlar. Gerekirse büyükanne ve dedeye çocuğun eğitimi ve terbiyesinde biraz mesafeli olmaları , onları kırmadan söylenmeli ve gereken ortam hazırlanmalıdır. Anne-babanın çocuğun eğitim ve gelişiminde yetkin kişiler oldukları unutulmamalıdır.

REHBERLİK SERVİSİ 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 06.04.2015 - Güncelleme: 27.12.2023 12:03 - Görüntülenme: 1021
  Beğen | 0  kişi beğendi

Etiketler :
Büyükler,